• odysseus'un gizemli yolcuklarından birinde lotus oburlarının diyarına uğrar. lotus oburlarının (yiyicilerinin) ülkesi, homer mitologyasında bugünkü fas'ın kuzeyinde bir adacık olarak tarif edilir. lotus oburları, ülkelerine gelen ziyaretçilere karşı her zaman cana yakın davranırlar ve onlara "lotus" sunarlar yemeleri için. lotus meyvesinin tadı bal gibidir. ancak son derece leziz olan bu meyvenin vahşi bir özelliği daha vardır. onu yiyen kişinin hafızasından geçmişini, ülkesine duyduğu özlemi ve geri dönme isteğini yok eder. denton snider, 1895 yılında yayımlanan bir makalesinde, homeros'un, ingilizcesi "jujube berry" (da zoa) olan bitkiye atıfta bulunduğu iddiasını getirir. singapur'da yaşayan brahmanlar ise, jujube berry'nin kola olduğunu söylerler.

    ayrıca, kanadalı yönetmen paul shapiro'nun 1993 yılında çektiği ve o dönemde türkiye'de "lotus oburları" ismiyle gösterime giren filmin adı da "lotus eaters"dır. film, 1960'lı yıllarda kanada'nın batısındaki küçük bir adada geçer. adaya, quebec'ten volkswagen kamyoneti ve hippy kılığıyla gelen çok genç bir ilkokul öğretmeni, bir anda adadaki sakin yaşamı dinamitler. orta yaş bunalımında, çocuklu ve evli bir adam, genç öğretmene aşık olur ve (bence) bilerek ve isteyerek geçmişini unutmayı tercih eder. adada, öğretmenin kara büyü yapan bir cadı olduğu yönünde söylentiler yayılır ve cadı kazanı adalılar tarafından genç öğretmen için fokurdatılır. swing çağının sonuna dair leziz bir filmdi lotus eaters.
  • huzur kaçıran "rüya"lardan uyanış.

    http://www.thelotuseater.com/
  • hayal aleminde yaşayan kimse demek.
    lisedeki müzik grubu projem, benden başka üyeye sahip olamadı hiç. dc++'da bir şarkısı/şarkım iki kişide çıktı, sevindim.
  • lotophaglar. bunların ülkesine gelen biri kendisine verilen lotusu yedikten sonra geldiği yeri, o yere duyduğu özlemi ve derdini unuturmuş.
    olsa da yesek.
hesabın var mı? giriş yap